Üretim ve Üretim Planlaması

İnsanoğlu, evimi sürecinde doğada var olan kaynakları kullanarak bu günlere kadar var olabildi. İnsan, diğer canlılardan farklı olarak doğanın kendisine sundukları ile yetinmeyerek doğanın üretim sürecine dâhil oldu. Örneğin tarım devrimi ile kendi gıda ihtiyacını karşılamayı öğrenen insan, zamanla daha farklı alanlarda da üretmeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya başladı.

Geçen bin yıllar sonrasında, bugün, insanoğlu hemen her şeyi üretebilme kapasitesine erişti fakat yine de ihtiyaçlarımızın karşılandığını söylemek çok güç. İnsanoğlunun üretebildiği mal ve hizmetler arttıkça, ihtiyaçları da aynı ölçüde arttı. Bugün için üretimin tüketimi tam anlamıyla karşıladığını söylemek güç.
Bu durumda insanoğlunun rasyonel davranması gerekmekte. Rasyonel davranmaktan kasıt, insanoğlunun elindeki kıt kaynaklardan maksimum fayda sağlayarak refah içerisindeki hayatının devamlılığını sağlaması. İşte bu maksimum fayda, üretim planlaması ile mümkün olabilecektir.
İktisadın en temel kurallarından birisi de olan; kaynakların kıt, ihtiyaçların sınırsız olmaları, üretimde kullanılacak kaynaklardan maksimum fayda sağlanmasını zorunlu bir hale getirmektedir.
İş bu sebeplerden ötürü, fiilen üretime geçilmeden önce üretimin planlanması ve sonra da programlanması gerekmektedir. Üretim faktörleri olan emek, sermaye ve toprak en iyi şekilde değerlendirilmeli ve bu bileşimden maksimum fayda üretim planlaması ile sağlanmalıdır. Aksi halde 21. yüzyıl küresel ekonomisinin en önemli gücü konumuna gelen “rekabet edebilirlik” sağlanamayacak ve neticede ciddi maddi kayıplar yaşanabilecektir.
Okan Yüksel
Takip edin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir