Kömürün kararttığı köy: Kurtpınarı
Adana’nın sanayisi ve tarımı ile kentteki işsizlik sorunu hakkında yaptıklarımız haberlerin ardından şimdi de çevre haberlerimiz yayına başladı. Çukurova’da yaşanan çevre sorunlarını Al Jazeera’de haberleştirmeye başladık. Adana, Ceyhan’daki Kurtpınarı köyünün kömürle nasıl karardığını anlattığımız haberim Al Jazeera’de yayınlandı.
Tamamına Al Jazeera’den ulaşabileceğiniz haberim şöyle:
Kömürün kararttığı köy: Kurtpınarı
Adana’nın Ceyhan ilçesindeki Kurtpınarı köyünün dört yıl öncesine kadar yemyeşil bir doğası ve bereketli toprakları vardı. Bugün köyden geriye kömür tozuyla kaplanan tarla, bahçe ve evler kaldı. İlki 2011 yılında kurulan dört kömür depolama ve eleme tesisi, köylülere göre bölgeyi yaşanamaz hale getirdi.
“Kendi köyümde nefes alamıyorum”
Kurtpınarı köyüne gidenleri ilk olarak ağır, kimyasal bir koku karşılıyor. Köylüler, bu havaya nasıl dayandıkları sorusunu “bu iyi hali, çoğu zaman bundan da ağır kokuyor” diye yanıtlıyor. Köyde birçok kişinin nefes darlığı sorunu ve astımı var. Elif Başgal da astımı olan köylülerden birisi. Başgal, “Astımım var, kömür tozu ve bu ağır koku nedeniyle nefes alamıyorum. Buradan gitmek de istemiyorum çünkü burası benim köyüm” diyor.
Köyün su kaynağı da kömür tesislerinin hemen yanında. Bu nedenle köyün suyu da içilemez durumda. Kurtpınarı köylülerinden Gökhan Tosun, “Suyumuzu arıtarak içiyorduk ancak artık evlerimize aldığımız arıtma makinaları da suyu temizleyemiyor” diyor. Kurtpınarlılar kendi köylerinde hazır su almak ve kullanmak zorunda kalıyor. Hava ve suyunu kaybeden Kurtpınarlılar yetkililerden bir an önce çözüm bulmalarını bekliyor.
Her yer kömür tozuyla kaplı
Adana’nın sıcak havasına rağmen köydeki tüm evlerin kapı ve pencereleri kapalı. Ancak bu önlem de yeterli değil. Kömür tozunun evde her yere girdiğinden yakınan köylülerden Recep Tosun, “Her gün evleri temizliyoruz ancak mücadele edemiyoruz. Tüm pencere ve kapıları muşambalarla kapatıyoruz, Adana sıcağında her yer kapalı durmak zorundayız” diyor.
Evinin pencere ve çatısında biriken kömür tozunu gösteren Tosun, “Hayatımız kömür tozuyla kaplandı” diyerek yetkililerden soruna bir an önce çözüm bulmalarını istiyor.
Tarla ve bahçelerin verimi düştü, hayvanlar hasta
Recep Tosun da köydeki diğer pek çok kişi gibi tarımla uğraşıyor. Ancak uydudan bile rahatlıkla görülebilecek büyüklükteki kömür depolama ve eleme tesislerinin açılmasından sonra verimde ciddi düşüş olduğunu söylüyor. “Zeytinler 4 yıldır ürün vermiyor. Tarlalar tozla kaplı, doğru düzgün ürün alamıyoruz” diyor. Tosun, “malımızdan olduk, canımızdan da olmayalım” diyerek yakınıyor. Köydeki tarlalarda uzanan ayçiçeklerinin gelişmediği, bir bölümününse tamamen kuruduğu görülüyor.
Köydeki hayvan üreticileri de tepkili. Rüzgarla gelen kömür tozu nedeniyle üstleri kararan koyun ve keçilerin sık sık hastalandığını söylüyorlar. Köylüler geçtiğimiz yıl Kurban Bayramı için kestikleri hayvanların ciğerlerinin kararmış olduğunu görünce büyük şaşkınlık yaşamışlar, “Bizim ciğerlerimiz ne durumda, Allah bilir” diyorlar.
“Çocuklarımızın psikolojileri bozuldu”
Köylülerden Gaffar Taştekin, Kurtpınarı’ndaki koku ve kömür tozunun yanı sıra tesislerden gelen sesin de çekilmez olduğunu söylüyor. Kömür eleme makinalarının çıkarttığı ses köyün içinden duyulabiliyor. Taştekin, “Sanki evin içerisinde su motoru çalışıyor gibi. Çocuklarım ders çalışamıyor, uyuyamıyor. Köydeki çocukların psikolojileri bozuldu” diyor.
“Kapasite arttırılırsa burada hiç yaşanmaz”
Köyün gündemi kömür. Her evde kömür depolama tesisleri konuşuluyor. İddiaya göre bölgedeki kömürle çalışan termik santallerin artmasıyla kömür depolama tesislerinin kapasiteleri de artacak, şu anda tek vardiya çalışan işletmeler üç vardiyaya çıkacak. Köylüler “böye birşey olursa ölürüz, buralarda canlı birşey kalmaz” diyor.
“Karadeniz’deki köylüleri örnek alıyoruz”
Kurtpınarı köylüleri daha önce böylesine bir olayla karşı karşıya olmadıkları için ilk başta nasıl tepki göstermeleri gerektiğine karar verememişler. Köylülerden Musa Aşkın, “Ne yapmamız gerktiğini bilmiyorduk. İmza toplayalım dedik, onu da o günlerde tam yapamamıştık” diyor.
Aşkın, medyaya yansıdığı kadarıyla Karadeniz ve Ege’deki çevre sorunlarını ve köylülerin mücadelelerini izlediklerini, onları örnek aldıklarını söylüyor: “Karadeniz ve Ege bölgesindeki köylülerin deneyimlerinden yararlanmaya çalışıyoruz. Şimdi gücümüz yetmiyor ama güçleniyoruz. Karadeniz ve Ege’de köylüler kazandı, biz de kazanmak istiyoruz”
Köylülerin hukuk mücadelesi sürüyor
Adana Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Avukat İsmail Hakkı Atal, köylülerin gönüllü avukatlığını yapıyor. Atal, hukuki mücadeleye iki yıl önce başladıklarını belirtiyor. Bu süreçte maddi zorluklar da yaşandığını, 12 bin liralık harç parasını köylülerin binbir zorlukla bulduklarını söylüyor.
Atal, davanın ne aşamada olduğu sorusunu ise “iki yıldır keşif yapılması bekleniyor” diyerek yanıtlıyor. Peki, iki yıldır toplanıp gelemeyen bilirkişi heyeti neden hemen yanı başlarındaki Çukurova Üniversitesi’nden değil de Ankara Üniversitesi’nden atandı? Avukat Atal, “Karşı tarafın avukatı böyle bir talepte bulundu. Mahkeme de bunu kabul etti. Mazeretleri ise Çukurova Üniversitesi’nden kurulacak heyetin etkilenebileceğiydi” cevabını veriyor.
Kömür şirketleri tüm iddiaları reddediyor
Köyün hemen yanındaki kömür tesislerini işleten şirketler köylülerin iddialarını reddediyor. Kurtpınarı’ndaki en büyük tesislerinden birisi olan Polat Kömür’ün müdürü Hatip Yazgan, “Avrupa Birliği standartlarında üretim yapıyoruz” diyor. Yazgan’a göre tesisleri tüm Türkiye’ye örnek olacak nitelikte. Yazgan, “İşletmenin çevresi tamamen çevrili. Kömür tozları uçmasın diye kömürleri suluyoruz. Bizim felsefemiz mevcuttaki kömürü kaybetmemek, biz bu kömürü dolarla alıyoruz. Dışarı çıkmasın, kaybetmeyelim diye içeri girip çıkan kamyonların tekerlerini bile yıkıyoruz” diyor.
Yazgan, şikayetler üzerine kendi tesisleri ile diğer üç tesisin İl Çevre Müdürlüğü tarafından haftada üç kez denetlediğini, tesisler kurulduktan sonra da ilgili bakanlıklar tarafından denetlenip onay alındığını söylüyor. Tesis müdürü, herşey bu kadar mükemmel ise köylüler neden şikayetçi sorusunu ise “Köylüler rahatsız değil, amaçları bizi dava edip rant sağlamak” diyerek yanıtlıyor.
- Merhaba, ben Okan! - 12/11/2020
- “Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya” kitabım yayınlandı - 06/05/2020
- İletişim odaklı yayınevi: Medya Akademi Yayınları - 03/02/2020