Aldığım Çok Değerli Bir Hediye…

Hayata kaç kez gelinir, bunu bilemiyoruz. Öncesini hatırlamadığımız, sonrası da meçhul olduğu için hayata bir kez gelindiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, mutlu ve başarılı olmayı ertelemek gibi bir lüksümüz de yok. Hemen şimdi, mutlu ve başarılı olmak için için çalışmamız, çabalamamız gerekiyor.

Tüm bunların farkında olduğum için mutlu ve başarılı olmak ve hatta diğer insanları da mutlu etmek için elimden geldiğince çalışıyor, çabalıyorum. Bu çabalarımın herkes tarafından olmasa da değer verdiğim insanlar tarafından görülüyor olması bana güç ve mutluluk veriyor.

Geçtiğimiz günlerde çok değer verdiğim ve başarılarını örnek aldığım Gülçer Yılmaz Aydın’ın blogunda bana dair yazdığı satırları okurken hayatımın en güzel armağanlarından birisini aldığımı düşündüm. Türkiye’nin önde gelen holdinglerinden birisinde insan kaynakları direktörlüğünü üstlenmiş, insanı yakından tanıyan ve benim için oldukça değerli bir isimden övgü almak bana  güç ve mutluluk verdi.

Bu güzel yorumları için Gülçer Hanım’a sonsuz teşekkür ediyor, övgülerini hak etmek için elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. Hakkımda yazılan en güzel yazılardan birisi olan bu değerlendirmeyi, biraz da kendimi şımartmak adına blogumda paylaşıyorum…

Okan’ın hayatını, kendisini ve resmini görmeden okursanız; birikimleri bol, kariyerinde ulusal bir televizyonda dış haberler sorumluğuna kadar yol almış, deneyimli ve bol ödüllü, birden çok alanda girişimciliği olan bir adam olduğunu öğrenip, onun 40 yaşlarının üstünde , kelli felli biri  sanırsınız.

Ama Okan aslında henüz çok genç, üniversiteden yeni mezun olmuş, duygulu, renkli, sosyal , aşık… bir delikanlı.

Öğrenci iken, hayatta o kadar  yol almış ki onun patİKası şimdiden bulvar,ufukta ise parlak bir kariyer, tanınmış bir lider, başarılı bir yazar, ödüllü bir bilim adamı, sosyal ortamların aranan kişisi… olacak eminim.

Daha mezun olur olmaz ulusal bir televizyonda yönetici olmuş, birçok dalda makale, proje ve blog ödülleri almış, kitap yazmış Okan’la sınıf arkadaşı 🙂  olma keyfini yaşadım yaşamasına da , girişimciliğe adım atamamam belki de onların yanında kendimi çok yetersiz hissetmemdendir.

O artık benim blog öğretmenim ve “İyi gidiyorsunuz” diye sık sık dopingleyen moral hocam…

Okan Yüksel
Takip edin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir